Günümüz ekonomik koşullarında finansal okur yazarlık bilgisine sahip olmayan ve bütçesini planlayamayan bazı işçilerin ödeme dengelerinin bozulduğunu gözlemlemekteyiz. Bir işçi hakkında işverenliğe tebliğ olan onlarca maaş haczi müzekkeresi nedeniyle; işverenlik bünyesindeki insan kaynakları ve muhasebe çalışanlarına külfet yüklenmekte, avukat aracılığıyla sunulan maaş haczi yanıtları işveren için vekalet harcı ve baro pulu ücreti gibi maliyetler yaratmakta, en önemlisi de maaş haczine yanıt verilmemesi halinde şartları oluştuysa işverenin sorumluluğuna gidilebilmesi riski doğmaktadır. Bu yazımızda işçinin hangi koşul ve şartlarda iş  akdine son verilebileceğini özetlemeye gayret ettik. 

Mahkemeler işçi lehine yorum ilkesi uyarınca gerçekleştirilen fesihlerin haklı ya da geçerli nedene dayanıp dayanmadığı, feshin hukuka uygun olup olmadığı, feshin ölçülülüğü noktasında sıkı denetim yapmakta ve işçiyi koruma gayesi gütmektedir. İş Kanunu uygulamalarında işçinin davranışlarından kaynaklı sebepler geçerli nedenle feshin konusu olarak sayılmıştır. Bazı Yargıtay içtihatlarına göre ise; salt işçinin borçları nedeniyle maaşına haciz gelmiş olması, İş Kanunu’na göre işverene işçiyi işten çıkarma hakkı vermemekle birlikte; bazı istisnai durumlarda işverenin iş akdini fesih imkanı doğmaktadır. Bu hallere; işçinin çalışma arkadaşlarından borç para istemesi, adli işleri dolayısıyla işe gelmemesi dolayısıyla iş akışına zarar vermesi sebebiyle işyerinde huzuru bozması, işçinin kendisine verilen yeterli sürede borçlarını kapatacağına yönelik sözünde durmaması, çok sayıda ve sıklıkla gelen maaş haczi dolayısıyla insan kaynakları, hukuk, muhasebe bölümlerinde iş yükü oluşturması ve önemli zaman kaybına neden olması durumları örnek olarak verilebilir.

Malumunuz olduğu üzere; işçinin maaşı üzerinde birden fazla haciz olduğunda bunlar sıraya konur. İstisnai bir durum olmadığı sürece; sırada önde olan haczin kesintisi bitmedikçe sonraki haciz için kesintiye geçilemez ve bu konuda ilgili icra dairelerine bilgi verilir. Borcun bittiği ise mutlaka İcra Dairesi’nden alınacak yazı ile belirlenmelidir. Uygulamada sıklıkla karşılaşılan bir husus; maaş haczi müzekkeresinde yazan rakam ödendiğinde borcun biteceğine yönelik yanılgıdır. Şöyle ki; faiz ve masraf gibi kalemler güncel kapak hesabında farklılık yaratabilmekte ve borç bakiyesi kapanmadan diğer dosyaya ödemelerin yapılmasıyla önceki dosyanın kapanmamasına sebebiyet verilebilmektedir. Zira, İİK md. 355 “..borç bitinceye kadar icra dairesinin tebligatı mucibince haczolunan miktarı tevkif edip hemen daireye göndermeğe mecburdurlar.” hükmünü haizdir. Diğer taraftan işçi haricen ödeyerek de borcun tamamını kapatabilir ve borcu olmadığına dair belge getirebilir. Hal böyle olunca, işverenlikçe maaş haczine yönelik işlemleri bitirilmeden önce işçiden icra dairesinden yazı getirmesinin talep edilmesini tavsiye etmekteyiz.

Maaş haczinin feshi nedeni yapılıp yapılamayacağı hususuna dönecek olursak; Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 13.05.2019 Tarihli, 2019/94 E. – 2019/10769 K. sayılı kararında, çeşitli tarihlerde icra daireleri tarafından davalı işverene yazılmış 12 adet maaş haczi müzekkeresinin bulunduğu, işverenin sürekli icra takip yazılarına muhatap olmasına neden olan işçinin işyerinde olumsuzluklara neden olduğu, dolayısıyla işverenin açıklanan nedenlere istinaden gerçekleştirdiği feshin haklı değil ancak geçerli nedene dayandığı yönünde karar vermiştir. Ayrıca verilen bir Yargıtay içtihadında; geçerli nedenle fesih için savunma alma zorunluluğuna değinilmiş, işçinin ücretine sık sık haciz gelmesi nedeni ile iş sözleşmesinin geçerli nedene dayalı olarak feshedilebilmesi için işçiye önceden bir uyarı verilmesi ya da ihtar çekilmesi ve ayrıca bu durumun işyerinde olumsuzluklara yol açtığının somut bir biçimde ispat edilmesi gerektiği yönünde hüküm kurulmuştur. 

Yargıtay bir diğer kararında; maaşına değişik alacaklılar tarafından çok sayıda ve farklı zamanlarda haciz konulmasına bağlı olarak icra müdürlüğünden işyerine gönderilen yazıların sayıca çok olması, bu durumun işyerinde oldukça önemli işgücü ve zaman kaybına sebep olması nedeniyle 6 ay içinde icra dosyalarının kapatılması, işyerine yeni maaş haczi yazılarının gelmemesi konusunda işverence uyarılmış olduğu halde verilen süreye rağmen haciz yazılarının gelmeye devam etmesi üzerine iş akdi feshedilmiş olan işçiyle ilgili olarak Yargıtay; işçi aleyhine yapılan icra takiplerinin çokluğu, işverenin/muhasebe servisinin/görevlisinin buna ilişkin işlemler yapmak zorunda kalması, işverenin de sorumluluğunu doğurabilecek hallerin oluşması riski nedeniyle işverence yapılan feshin geçerli nedene dayandığı yönünde karar vermiştir. 

Bir diğer Yargıtay kararında ise; işçinin piyasaya olan borçlarından dolayı hakkında birçok icra takibi başlatıldığı, bu borçları ve başkaca davaları için birçok kez izinsiz şekilde işe gelmediği işçinin özel hayatındaki birçok sıkıntının çalışmasını olumsuz etkilediği bu durumun haklı fesih olmasa da geçerli nedenle fesih sebebi oluşturduğu yönünde hüküm kurulmuştur. 

Buna karşılık Yargıtay’ın bu konuya yaklaşımı ise olaydan olaya farklılık göstermektedir. Aksi yönde Yargıtay kararlarından örnek verilecek olursa; 

Yukarıda içtihatlarına yer verilen 9. Hukuk Dairesi, 09.12.2014 Tarihli, 2013/4123 E. ve 2014/37649 K. sayılı kararında; borcundan dolayı maaşı üzerine 11 farklı icra dosyasından haciz geldiği, borçları yüzünden işine yeterince konsantre olmadığı gerekçeleriyle iş sözleşmesi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranış nedeniyle işverence feshedilmiş olan işçiyle ilgili olarak Yargıtay; işverenin işçinin ücretini zamanında ödememiş olduğu hususunu da göz önüne alınarak, işçinin maaşına haciz gelmesinin doğruluk ve bağlılığa aykırı bir davranış olmadığına, dolayısıyla işverence yapılan feshin haksız fesih olduğuna karar vermiştir. 

Yukarıda özetlenmeye çalışıldığı üzere; işçinin maaşına birçok kez haciz gelmesine dayanarak iş sözleşmesi, ancak olayın İş Kanunu’nun “Feshin Geçerli Sebebe Dayandırılması” başlıklı 18. Maddesinde sayılan hâlleri taşıması şartıyla, açıklanan somut durumların gerçekleşmesi halinde geçerli nedenle feshedilebilir. Ayrıca bu feshin geçerli olması için öncesinde ayrıca işçinin yazılı olarak uyarılması da gerekmektedir. İşçinin, salt borçları bulunması nedeniyle maaşına haciz gelmiş olması, İş Kanunu’na göre işverene işçiyi işten çıkarma hakkı vermemekle birlikte, yukarıda örnek olarak verilen Yargıtay kararlarından da anlaşılacağı üzere istisnai bazı durumlarda işverenin işçiyi işten çıkarma hakkı doğmaktadır. Bu gibi durumlarda somut olayın hukuk perspektifinden incelenerek, güncel içtihatlara istinaden yorumlanması akabinde sonuca gidilmesi gerekliliğini hatırlatırız.